Petrol enerjisi, gelişmiş ülkeler için oldukça önemlidir. Birinci Dünya Savaş’ından itibaren ülkeler gücüne daha fazla güç katabilmek adına enerji için savaşmışladır. Kömür yerine petrol ve doğalgaz enerjisinin bulunmasıyla birlikte güçlü ülkeler, bu enerjiye sahip ülkeler, sömürmeye, emperyalist bir araç olarak kullanmaya başlamışlardır.
Orta Doğu bölgesindeki ülkeler, dünyadaki en fazla petrol ve doğalgaz rezervine sahip ülkeler arasındadır. Bu durum bölgedeki devletlerin zaman içerisinde ihracat oranlarının, yatırım faaliyetlerinin, kültürlerinin sürekli olarak denetlenmesi sürecini beraberinde getirecektir. Stratejik konumları dolayısıyla, petrol geçiş güzergâhlarına yakınlıkları ve enerjinin güvenliğini sağlama boyutu, bölgedeki ülkelerin yaşadıkları sorunların ana teması olarak gözümüze çarpmaktadır.
Yukarıda görmüş olduğunuz haritada ile bölgedeki boğazların ülkelere yakınlık oranı daha somut bir resim olarak kafamızda canlanacaktır.
Orta Doğu bölgesine yakınlığı olan her boğaz çok önemlidir. Çünkü dünyaya yayılan enerji ihracatını yönlendiren bu boğazlar daima güvenli bir ticaret akışını yönlendirmektedir. Bu boğazların güvenliğinin tehlikede olduğu durumlarda ise, tüm dünya ekonomisinin etkileneceğini hatırlatmakta fayda vardır. En basit ve somut örnek ile arabaların benzinle çalışması ve olası bir savaş durumunda ticaretin aksaması ile birlikte benzine gelecek olan zam.
Peki, tüm bu boğazlar arasında Hürmüz Boğazının önemi nedir?
Boğaz Orta Doğu’nun ham petrolünü Asya, Avrupa, Kuzey Amerika ve diğer pazarlara bağlamakta hayati önem taşımaktadır. Boğazın bir tarafında ABD’nin müttefiki Arap ülkeleri diğer tarafında ise İran vardır. Bu durum İran’ı, ekonomik olarak dönem dönem etkilemiştir.( ABD’nin uyguladığı ambargo ve öncesinde yaşanan Irak-İran Savaşı) Konum olarak, en dar noktada ise, İran ile Umman arasında 21 deniz mili mesafe bulunmaktadır. Her biri iki deniz mili genişliğinde iki nakliye rotası bulunan bu boğaz dar gibi gözükse de oldukça geniş ve derindir. Hürmüz Boğazı dünyanın en büyük petrol tankerlerinin geçebileceği genişlikte bir boğazdır. Dünyadaki petrol ticaretinin 5/1 bu koridor üzerinden yapılmaktadır. Bu oran, her gün 19 varil petrol anlamına gelmektedir. Süveyş ve Malakka Boğazlarından taşınan petrolün geçiş güzergâhı ve taşıyıcısı hamiliğini gören Hürmüz boğazı, İran petrolünün de ana ihraç rotasını oluşturmaktadır.
İRAN-ABD ARASINDAKİ KRİZE GELECEK OLURSAK
ABD geçtiğimiz yıl İran ile yapılan Uluslararası Nükleer Anlaşmadan çekildi. O zamandan bu yana iki ülke arasındaki ilişkiler oldukça gergin bir seyir izlemektedir. ABD başkanı Trump’ın İran’ a karşı yaptırımları arttırmasıyla, daha kaotik bir duruma gelen bu ilişki günümüzde İran’ın ABD’nin İHA’sını vurmasıyla sonuçlanmıştır. Geçmişte ABD’nin uluslararası hukuka uymamasına rağmen Irak ve Afganistan’ı işgaline tanık olmuştuk.( Şimdi ise, yaşanan durumun uluslararası hukuka uygun olup olmadığı tartışılmaktadır.)
İran’ın diğer Arap ülkelerinden bir farkı var. ABD’yi Hürmüz Boğazındaki trafiği engellemekle tehdit ediyor. Peki, bu ne anlama geliyor?
1980 ve 88 yılları arasında Irak ve İran arasında yaşanan Tanker Savaşı esnasında, Hürmüz Boğazındaki petrol ticareti durağanlaşmıştı. ABD ile İran arasında yaşanması muhtemel bir savaş ise bölgedeki güvenliğin tehdit edilmesine sebep olacaktır. Bu olasılık, bölgeye deniz mayınlarının döşenmesi, denizaltı gemi savar füzelerinin yerleştirilmesi ihtimalini doğurmaktadır.
Hasan Ruhan ve Donalt Trump’ın açıklamalarına bakacak olursak ortada bir tehdit olduğu gerçeğini söyleyebiliriz. Fakat iki ülkede oluşabilecek bir savaş halinde dünya ekonomisinin geleceği boyutu düşünüyor olacak ki, savaş ihtimalinin olmadığını ve istemediklerini açıkça yakın zamanda beyan ettiler. Artık yaşanılacak olan savaşın bölgesel nitelikte kalmadığı ve sınır komşularını hatta tüm dünyayı etkilediğini ise, Suriye’deki olaylardan sonra daha net görmüş olduk.
23.06.2019
Etiketler: #ÖzgürDalçık » HÜRMÜZ BOĞAZI NEDEN ÖNEMLİ? » umraniyegundemiBENZER HABERLER