HABER: Kerim ÖZTÜRK // Ümraniye Gündemi Gazetesi // 1.4.2021
İlçe teşkilatları bazında düzenlenen imza kampanyasında Çin’de yaşanan zulme tepki gösteren Gelecek Partisi Ümraniye İlçe Başkanlığı, dün Ümraniye Çarşı Metro durağında kamuoyuna “Doğu Türkistan’daki Zulme “Dur” De!” çağrısı yaparak Doğu Türkistan’da yaşanan işkence ve asimilasyona dikkat çekti.
Uygur Türkleri’nin yaşadıklarının partiler üstü bir mesele olması gerektiğini vurgulayan Gelecek Partisi Ümraniye İlçe Başkanı Enver Sedat Çakıroğlu, “Yani sadece Gelecek Partisi’nin, İyi Parti’nin, Milliyetçi Hareket Partisi’nin meselesi olmamalı. Partilerin üzerinde bir mesele olarak Cumhur koalisyonunu oluşturan Milliyetçi Hareket Partisi seçmenleri de AK Parti seçmenleri de bu konuda duyarlılık göstermeli ve Uygur Türkleri’nin yanında olunduklarını göstermelidirler. Bu noktada siyasi baskının yapılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Enver Sedat Çakıroğlu, “Bugün burada Çin devletinin Sincan bölgesinde yaşayan 3 milyon Uygur Türkleri’nin yaşadığı zulme karşı duyarlılık oluşturmak ve onların yaşadıkları bu zulüm karşısında yalnız olmadıklarını onlara hissettirebilmek ve onlara bir destek için bir imza kampanyası düzenliyoruz” dedi.
Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve onlardan önceki Türk devletlerine kadar kadim bir medeniyetin temsilcileri olduklarını kaydeden Çakıroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
BİZLER KADİM BİR MEDENİYETİN TEMSİLCİLERİYİZ
Bizler kadim bir medeniyetin temsilcileriyiz. Biz, Selçuklu’dan Osmanlı’dan onlardan önceki devletlerimizden de gördüğümüz atalarımızdan bize kalan bir mirasımız bir kültürümüz var. Neden kadim bir medeniyet diyoruz? Bu kadim medeniyetin içerisindeki en büyük özelliklerden biri dili, dini, rengi ne olursa olsun dünyanın neresinde olursa olsun zulme uğramış insanlara karşı duyarsız kalmamak onların yanında olmak. Bakın bugün soydaşlarımız Uygur Türkleri’nin yanında olduğumuzu haykırıyoruz. Ancak bu başka bir coğrafyada da olsa, dindaşımız, soydaşımız olmasa da zulme uğramış başka bir millet de olsa biz onların yanında bugüne kadar hep olduk bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.
SON 10 YILDIR TÜRKİYE, ZULME SESSİZ KALMAYA BAŞLAMIŞTIR
Dünya Uygur’daki zulme karşı sessiz kalmıyor. Bunu memnuniyetle görüyoruz ve takip ediyoruz. Ancak son yıllarda önceden böyle değildi yani 2009, 2010 yıllarında Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden cumhurbaşkanından başbakanına kadar Uygur Türkleri’nin uğradığı zulmü kınayan ve Uygur Türkleri’nin uğradığı zulme dikkat çeken yetkililerimizin olması bize her zaman memnuniyet veriyordu. Hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın Çin devletinin soykırıma varan asimilasyon politikalarının olduğunu ifade ettiği birçok konuşmasını hepimiz biliyoruz. Ama son 10 yıldır maalesef Türkiye Cumhuriyeti bu noktada sessiz kalmaya başlamıştır.
UYGUR TÜRKLERİ’NİN YAŞADIKLARI PARTİLER ÜSTÜ BİR MESELE OLMASI GEREKİR
Bence Uygur Türkleri’nin yaşadıkları partiler üstü bir mesele olması gerekiyor. Yani sadece Gelecek Partisi’nin, İyi Parti’nin, Milliyetçi Hareket Partisi’nin meselesi olmamalı.
Partilerin üzerinde bir mesele olarak Cumhur koalisyonunu oluşturan Milliyetçi Hareket Partisi seçmenleri de AK Parti seçmenleri de bu konuda duyarlılık göstermeli ve Uygur Türkleri’nin yanında olunduklarını göstermelidirler. Bu noktada siyasi baskının yapılması gerektiğini düşünüyorum.
39 ÜLKENİN İMZA ALTINA ALDIĞI METİNDE TÜRKİYE YOK!
Bakın geçtiğimiz aylarda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 39 ülkenin imza altına aldığı Çin’de yaşanan bu baskı ve asimilasyon politikalarına karşı Çin’den bu politikalara son verilmesini isteyen ve bununla da alakalı insan hakları kuruluşlarına ülkeyi açıp iddiaların araştırılması ile alakalı bir metin oluşturuldu ve Birleşmiş Milletler genel Kurulu’nda okundu.
Ama üzülerek görüyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti o 39 ülke arasındaki bir ülke değil.
Tabii geç kalınmış bir şey olmadığını da düşünüyorum. Mesela o metne imza atan 40’ıncı ülke olabiliriz. Bunun için gayret etmemiz lazım bunun çağrısında bulmamız lazım.
Bizim bir Bosna Hersek kadar Letonya kadar bir Fransa, İngiltere kadar Uygur Türkleri’nin yanında olmamız gerektiğini düşünüyorum. Hatta onlardan çok daha öte onların yanında olmamız gerekiyor. Bununla alakalı da bu duyarlılığı oluşturmak için bütün Ümraniye’de, İstanbul’da Türkiye’de yaşayan insanların bir insanlık görevi olduğunu düşünüyorum.
UYGUR TÜRKLERİ’NE KARŞI NELER YAPILIYOR?
Uygur Türkleri’ne karşı neler yapılıyor diye baktığımızda çok bariz olarak şunları söyleyebiliriz. Orada yaşayan 3 milyon Uygur Türkü Çin’in siyaset kampı dediği kamplarda maalesef asimilasyona tabi tutuluyor. İstemedikleri kamplarda esaret altında tutuluyor. Uygurlu kadınlar Çinli erkeklerle aynı evde bir arada yaşamak zorunda bırakılarak İslam aile yapısı bozulmaya çalışılıyor. Dini yaşamları engelleniyor.
BENZER BİR ZULMÜ BUNDAN 40 YIL ÖNCE BULGARİSTAN’DAKİ SOYDAŞLARIMIZ YAŞAMIŞTI
Bundan tam 40 yıl önce de Bulgaristan’da soydaşlarımızın dinlerini yaşamaları, Türk olduklarını ifade etmeleri yasaklanmıştı. Daha sonraki yıllarda ise soydaşlarımız oradaki zulümden kaçarak akın akın ülkemizde gelmişti. Hatırlayın o zulümden kaçanlar arasında dünyaca ünlü haltercimiz Naim Süleymanoğlu da vardı. İşte biz o gün Bulgaristan’daki soydaşlarımıza nasıl sahip çıkmışsak bugün de aynı şekilde Doğu Türkistan’daki soydaşlarımıza da sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum.
SUÇLULARIN GERİ İADE EDİLMESİ ANLAŞMASI DERHAL RAFA KALDIRILMALI
Ama görüyoruz ki Çin devleti zulme uğrattığı ve ülkeden kaçan Uygurları terörist ilan ederek iltica ettiği ülkeden geri istiyor. Bu aşamada ülkeler arası geri verme anlaşmaları yapıyorlar. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti devleti de Çin devleti ile suçluların geri iade edilmesine dair bu anlaşmayı imzalamış durumda ve şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde komisyonda beklemekte. Bu şu anlamına geliyor; zulme uğrayan insanlar size sığınıyor sizse o insanları tekrar o zulmü yapan zalimlere teslim ediyorsunuz. Olacak iş değil. Buna karşı da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunan bütün partilerin tüm milletvekillerini duyarlı olmaya davet ediyor bu anlaşmanın derhal rafa kaldırılmasını ve Uygur Türkleri’nin daha fazla mağdur edilmemesini istiyoruz.
BİZİM AMACIMIZ
Ha bizim amacımız Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilişkileri bozulsun, ilişkiler sürdürülmesin demek değil. Bizim amacımız orada Çin Halk Cumhuriyeti madem ki büyük bir devlet olduğunu iddia ediyor bu zulümlere son versin, insanlar özgürce diledikleri gibi dinlerini, kültürlerini, hayatlarını yaşayabilsinler. Bütün amacımız bu. Bu amaçla burada buluyoruz.
Çakıroğlu, sözlerini Uygur Türkleri’nin özgürlüğüne sahip çıkma duyarlılığını gösterip imza kampanyamıza destek veren Ümraniye halkına teşekkür ederek tamamladı.
BENZER HABERLER