logo

Unutma Sanatı!

Birçok yazısında güncel konuları farklı perspektiften değerlendiren Savaş Songur, unutma eyleminin toplumlarda özellikle unutturma sanatı olarak icra edildiğine ve toplumsal bellek yıkılarak yerine gayri nizami yapıların oluşturularak icra edildiğine dikkat çekiyor.

Unutma sanatı (Art Oblitus Es Domini) ya da belleğimiz. Psikolojide bellek (hafıza), bir organizmanın bilgiyi depolama, saklama ve sonrasında geri çağırma yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Bellek bize tuhaf şakalar yapar. Canının istediğini anımsar, istediğini unutur. Üstelik bunu belli bir mantığı olmaksızın yapar. En azından belleğin bize ait veya bizim denetimimiz altında olduğunu düşünürüz. Öyle zannederiz.

Yaşlılar, bir insanın ya da bir nesnenin adını anımsayamadıkları zaman öfkelenirler. Hatta kimi zaman umutsuzluğa kapılırlar çünkü bunu kendi çöküşlerinin, artık yolunda gitmeyen bir şeylerin işreti gibi görürler. Ama iyice düşünecek olursak, aslında her zaman böyle olagelmiştir.

Küçüklüğümüzden beri belleğimiz başına buyruk davranır. Canının istediğini saklar. Biz şu ya da bu nedenle onun en derin dehlizlerine dalıp da karıştırmaya çalıştığımızda belki bozup çarpıttığı ama sakladığı malzemeyi ortaya dökebilir.

Bellek, geçmişi anımsamayla şekillenir. İnsanlar geçmişteki olayları hatırlayarak şimdi ve hatta gelecekle bağ kurar. Bunun için bireyin ve toplumların buna ihtiyaçları vardır. Geçmiş bugünü inşa eder. Bellekte saklanan simgeler, anılar yenileriyle birleştirilir. Bütün bunlar ihtiyaç doğrultusunda bilinç düzeyine çıkarılır, yani hatırlanır.

Çağın virüsü olan tüketimden toplumsal bellek de nasibini almıştır. Nesneleşmeye karşı olarak yola çıkmasına rağmen, nesneleşerek, gerek devlet politikası gerekse kitle iletişim araçları vasıtasıyla kimi zaman unutturmaya kimi zaman hatırlatmaya dayalı olarak belleklere toplumsal olaylar yeniden işlenmiştir.

Tüketimin tüm yaşamımızı çemberi içine aldığı, insanları sarıp sarmaladığı, mutluluğun tüketilenlerin niceliğinde (görünürlüğünde) arandığı, dünya ile aynı anda uyumlu yaşamanın ayrıcalıklı bir havaya büründürdüğü bir dönem yaşanmaktadır.

Geçmişle bağını koparmak isteyen insanoğlunun bir sonraki adımda sıkışıp kaldığı, dünyada geriye dönerek geçmişe dört elle sarılıp çıkar yol aramaya çalışması, aslında manipüle ettiklerinden pişman olarak geçmişiyle yüzleşmesine neden olmuştur.

Unutkanlık hem bireyde hem de toplumlarda, çağdaş dünyanın üzerine her şeyi kaplayan bir örtü gibi inmesine neden olmuştur. Yani mordernite kendine özgü unutma sanatı icad etmiş, unutmayı ve unutturmayı meslek haline getirmiştir. Modernite unutkanlık sanatını kendisinin tanımladı “belirli bir hatırlama” fikrine dayandırır.

Bireysel olarak unutma eyleminde (bazı özel sebepleri bir yana koyarsak) gayri ihtiyârilik, hatırlama eylemin de (yine bazı özel durumları bir yana koyarsak) bilinç, bilme ve şuur vardır. Toplumlarda ise unutma eylemi özellikle unutturma sanatının icra edildiği alan olarak ortaya çıkar ve toplumsal bellek yıkılarak yerine gayri nizami yapılar oluşturularak icra edilir. Belki şahsiyet dediğimiz şey bu yani hafızanın ambarındaki zenginliklerin birbirleriyle yaptığı terkiplerin bizi benimsemesidir. Zira eğer belleğinizi korumaz, aklınızı, bilginizi, kişiliğinizi geliştirmezseniz, yani iradi olarak hatırlamazsanız tarih öyle keyfince yol almaz, sahne ışıkları kimin üzerine çevrildi ise onun tiyatrosunun karanlık noktasındaki görünmez kalabalıktaki yok oluverirsiniz.

Zira hayat daima böyledir. Onları unutturan tesirlerini hafifleten, varsa kabahatlerini affettiren daima öbür hadiseler vardır. Birileri sahne ışığını öbür tarafa çeviriverir. Siz de olanı biteni unutuverirsiniz. Teşhisi konulmamış alzaymırlı kişi, teşhisi konulmamış alzaymırlı toplum da zaten budur.

Ve son olarak, bireysel ve toplumsal amnezinin (hafıza kaybının) yaşanmaması için unutma sanatını icra edenlere karşı aklımızı dört açalım yoksa “Faber est suae quisque fortunae

Herkes kendi kaderini yazar. (Appius Cladius Caecus)

Savaş SONGUR – Tarihçi Arşiv Uzmanı / 3.02.2023 – İSTANBUL

Etiketler: » » » »
Share
410 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ