Sektörel gereksinimleri hızlı, güvenilir ve yenilikçi bir anlayış ile karşılamaya çalışan endüstri sektörü, hızla gelişen teknoloji olanakları sayesinde yeni bir sanayi reformu olan Endüstri 4.0 dönemine giriyor. Türkiye’de, hızlı bir sektör olmasından dolayı şu an otomotiv sektöründe kullanılmaya başlanan Endüstri 4.0 konsepti, ürünlerin pazara çıkış sürelerini kayda değer oranlarda düşürüyor. Arşiv Uzmanı Tarihçi Savaş Songur, “Endüstri 4.0 ve Türkiye” yazısında “Ülke olarak bu sistemlerin neresinde olacağız? Toplum olarak neresinde olacağız? Kişiler olarak neresinde olacağız? “ gibi sorulara cevap arıyor…
***
Endüstri 4.0 üretim modelinin resmi belgelere konu olması 2014 yılında Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen fuarda gerçekleşmiştir. Temel hedef olarak insanın üretim süreçlerinden çıkartılıp siber fiziki sistemlerin eş güdüm üzerinden çalışıp üretmeyi sağlaması şeklinde tarif edilmektedir.
Endüstri 4.0’a giden yolda nesnelerin interneti, siber fiziki sistemler, yapay zekalar, akıllı fabrikalar, bulut veri sistemleri, 3D yazıcılar, veri analitiği gibi konular öncülük etmektedir.
Hatırlanacağı üzere 1. Endüstri devrimi öncesinde temel ekonomik göstergeler, tarım ve hayvancılık temelinde olduğu kabul edilmektedir. Bu iki unsurun yanına demircilik, marangozluk gibi faaliyetleri de ekleyebiliriz.
inanılmaz hızla yayılan dokuma sanayi emek yoğun gücün, buhar gücüne kayması üretimin çoğalmasını ve güçlenmesini sağlamıştır.
Ancak 1. Endüstri devrimi kıvılcımını Dokuma Sanayinin ateşleyeceği kimsenin aklına gelmemişti. Genel kabule göre 1760’lı yıllardan 1830’lu yıllar arasındaki İngiltere’de inanılmaz hızla yayılan dokuma sanayi emek yoğun gücün, buhar gücüne kayması (ki bu arada kömür ara ve ana hammaddeye dönüşen önemli bir nesnedir) üretimin çoğalmasını ve güçlenmesini sağlamıştır. Aslında ilk anda dönüştürme etkisi bakımından Endüstri 1.0 İngiltere ile sınırlı kalmıştır denilebilir. Ancak demiryollarının devreye girmesi her şeyi bir anda değiştirmiştir. Bir anda küçük aile şirketleri bile sermaye yoğun şirketlere dönüşmüştür. Bu dönemin en temel özelliği her şeyin başlangıcının sinyallerinin verilmesidir. Örneğin, seri üretime geçişin sinyalleri, sosyo kültürel değişimin sinyalleri, patentli ve sürekli icadların sinyalleri hep bu dönemde atılmıştır.
Zaten sırf siyasi nedenlerle 2.0 sürecinden 3.0 süreci diyebileceğimiz sürece geçiş daha geç olmuştur.
2.Endüstri devrimi süreci, 1. Endüstri devrimi sürecinin icadlarıın neredeyse hayatın her alanına yansıması, sayılarının artık bilinemeyecek kadar çok olması, bu üretim yapısı ve endüstriyel ürünleri üretebilenlerle, üretemeyenlerin, kullanabilenlerle kullanamayanların arasınındaki makasın açılması, tüm bu süreçler olurken iş gücü ve hammadde ihtiyaçlarının tüm dünya coğrafyasını etkisi altına alıp siyasi sonuçlar doğurmasına neden olmuştur. Zaten sırf siyasi nedenlerle 2.0 sürecinden 3.0 süreci diyebileceğimiz sürece geçiş daha geç olmuştur. Endüstri 2.0 süreci kendi içinde de evrimler geçirmiştir. Örneğin demirden çeliğe geçiş, kömürden (hala kullanılmakla birlikte) petrole geçiş gibi süreçler yaşanmıştır. 1. Endüstri devrimi ile 2. Endüstri devrimi arasındaki en büyük iki fark ise birinci endüstri devrimi kıta avrupasında etkilerini gösterirken ikinci endüstri devriminin tüm sonuçları tüm dünyayı etkilemesi ve insanların rahata ve konfora alışması yani “refah toplumuna” giden yolun açılmasıdır.
Bu anlayışın en bariz sonuçlarından birisi bilgisayar yazılımları olmuştur.
3.Endüstri devriminin başlamasına sebep olan olaylar zinciri 2. Entüstri devriminin siyasi olayları tetikleyerek ortaya çıkarttığı durumdur. Diğer bir ifade ile 2. Dünya savaşı ve sonrasında artan ihtiyaçlar, iş güçleri, beyin güçleri gibi sebepler 3 devrimi yani otomasyonları tetiklemiştir. Çözümü daha az insan, daha çok bilgi, daha az fiziki nesne daha uzun mesafe anlayışı egemen olmuştur. Bu anlayışın en bariz sonuçlarından birisi bilgisayar yazılımları olmuştur. Hem bu yazılımların etkisi hem de gelişmeler sonucunda, nükleer sistemler, biyo tarım, telekominikasyon, optik cihazlar gibi unsurlar hızla yaygınlamıştır. Endüstri 3.0 döneminde enerji kaynaklarının başında gelen kömürün hava ve çevre kirliliğine sebebiyet vermesi petrolün de tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalınması sonucu alternatif enerjilere yönelim artmıştır. Sonuçları bazen kendi içinde dönmüş bazen çok değişik alternatifler bulunmuştur. Örneğin petrolün yerine doğalgazın bulunması ile kömür ve petrol kullanımı değişik bir çehre almış sada kendi iç döngüsüdür. Ancak güneş erejisi, rüzgar enerisi gibi unsurlar alternatif enerji olarak ortaya çıkmıştır. Bu dönem sürecinin en bariz özelliği her şeyi ama her şeyi enerjiye bağlamasıdır.
Endüstri 4.0’a geçiş aslında yaşanan yoğun rekabetin sonucudur. 1 devrimden başlayıp, 2 devrimler zirve yapan refah anlayışı, enerji ve bilgi savaşlarına dönüşte ülkeler rebakette geri kalmamak ve politikalarını sürdürebilir yapmak için yeni arayışlara girmiştir. İlk kavramsallaştırma farkı ortaya koyan söylemlerini 2014te duyduğumuz endüstri 4.0 süreci henüz endüstri 2.0 ve 3.0 süreçlerinden bağımsız olarak değerlendirilemez.
Ancak üretim maliyetlerini düşürmek için endüstri coğrafyalarını değiştirmek, iletişim ve ulaşım teknolojilerinde sınırları aşmak, kazanabilmek için gizli ve açık rekabette her şeyi ama her şeyi kullanmak fiziki sebeplerin başat unsurlarındandır.
Ancak esas başat gücün tüketici taleplerinin önceki süreçlere göre inanılmaz değişimi endüstri 4.0’ın esas itekleyici gücüdür.
Artık tüketicilerin dünyanın neresinde yaşadığı bilinmiyor her an size dünyanın her hangi bir yerinden talep gelebilir.
Artık tüketiciler sınır tanımıyor. Ülkelerin siyasi, iktisadi vb. bir sürü dengeyi yeniden kurması gerikiyor.
Artık tüketiciler zaman tanımıyor. İstediği şeyin hemen olmasını istiyor. Dolayısı ile ulaşım süresini azaltan kazanıyor.
Artık tüketiciler çok çabuk tüketiyor. (bir nesneden daha çabuk usanıyor yenisini istiyor), üreticiler ürünlerinin kullanım ömrünü ve yeni sürümlerini buna göre ayarlamak bununla rekabet etmek durumunda.
Artık tüketicilerden bir şey gizlenemiyor. Dünyanın her hangi bir yerinde olan bir durum tüm dünyaya aynı anda yayılıyor ve etkisini gösteriyor.
Artık tüketiciler daha sosyal içerikli ve konforlu davranışlar istiyor.
Artık tüketiciler daha az alet ve nesne ile daha fazla iş yapmak istiyor. Yani bütün ürünler fiziki yapı ve yazılım ve fonksiyonlar bakımından sınırsız multi fonksiyonel ürünleri tercih ediyor.
Artık insanlar fiziki mesafe almak yerine kendisini düşününen otomatik sistemleri tercih ediyor. Araçta giderken tansiyonunuz ölçülsün, eve varmadan ev havalandırılıp ısıtılsın, çiçekler sulansın istiyor. Vb. vb. yüzlerce ve sınırsız bir şekilde tüketici ihtiyaçları endüstri 4.0 devrimini tetiklemeye devam ediyor.
Ancak daha önce endüstri 1, 2 ve 3 sıfırda gördüğümüz sonuçlara bakarak 4.0’ın insanlığa ne getirip ne götüreceğine dair bütün öngörüler şimdilik anlamsız kalıyor. iki sebepten anlamsız kalıyor.
Birinci sebep; önceki süreçlerin getirilerinin iyi ve insani yönlerinin çok olduğunu düşünmek ve bu sonuçları artık kanıksamış olmak. ikinci sebep; Endüstri 4.0 henüz emekleme aşamasında ne zaman kalkıp koşacak ve insanlığa ne katkısı olacak insanlıktan neleri götürecek henüz doğru tahminler için çok erken.
Ülke olarak bu sistemlerin neresinde olacağız? Toplum olarak neresinde olacağız? Kişiler olarak neresinde olacağız?
Gelelim meselenin bam teline Endüstri 1.2.3 derken 4.0 geldi kapıya dayandı. Ülke olarak bu sistemlerin neresinde olacağız? Toplum olarak neresinde olacağız? Kişiler olarak neresinde olacağız? Biraz kafa yorma zamanı.
Mesela ; Nesneleri üretmeyi ve nesnelerin internetini ne yapacağız?
Siber fiziksel makineleri (yazılım yüklü makineleri) ne yapacağız?
İnternetle birlikte büyük veri toplamayı ve analitiğini ne yapacağız?
Yukarıdaki üçlüye ilaveten sair ürünleri üreten akıllı fabrikaları yapcak mıyız, yapacaksak ne zaman yapacağız?
Daha tanımlı ebatlar üzerindeki çoklu bileşenleri üreten 3D yazıcıları (çıktı aletlerini) tüm katmanları ile yapacak mıyız?
Tüm bunlarla ilgili bilgilerimizi toplayacak mıyız? Toplayaksak nerede depolacacağız. Örneğin bulut sistemleri hakkındaki durumumuz nedir?
Bütün bunlar olurken fiziki güvenlik yanında siber güvenlik sistemlerinde durumumuz, stratejimiz ne olacak?
İnsanlarımız, Kurumlarımız, Eğitim kurumlarımız, bunlara hazır mı? mesele soru sormak değil soruların adedini çoğaltabiliriz de esas şu soruyu cevaplayalım.
Ya da kısaca endüstri 4.0’a hazırmıyız. Endüstri 4.0’da var olmayı ve öncü olmayı istiyor muyuz?
BENZER HABERLER