logo

EĞİTİM SİSTEMİNİN SINAVLARLA İMTİHANI

Covit19 sürecinde 20 Haziran 2020’de Liselere Geçiş Sınavı (LYS), 27-28 Haziran 2020 tarihinde Üniversiteye Giriş Sınavı yapıldı.  Sınavlara hazırlık boyunca Covit aşağı Covit yukarı konuşuldu.

***

…bu sınavlar 1980’li yıllardan bu yana 40 yıldır yapılan merkezi sınav sisteminin sanki bir geçiş ayini gibi

Halbu ki konuşulması gereken daha doğrusu çözülmesi gereken o kadar çok sorun var dı ki! Mesela, bu yıl sessiz sedasız çocukların karneleri e-ortama yüklendi, öğrenciler karne alamadı. Nedense kimse sınıfta kalmadı. Hatta kalamadı. O karne alamayan, sınıfta kalamayan çocuklar sınava girdi. Eğer bu açıdan bakarsanız bu işin kahramanı çocuklar. Figüranı öğretmenler, planlaycısı dün olduğu gibi bu gün de siyasiler. Eh sınavlarda organizasyon fena değil hatta başarılı. Ne de olsa bu sınavlar 1980’li yıllardan bu yana 40 yıldır yapılan merkezi sınav sisteminin sanki bir geçiş ayini gibi eksiksiz, kesintisiz yapılıyor. Başarılı olmayalım ne yapalım.

***

Zaten eğitim sistemimimizin sınavlarla imtihanı hiç bitmiyor!

Zaten eğitim sistemimimizin sınavlarla imtihanı hiç bitmiyor. Sürekli sınanıyoruz. Ama imtihanı (mihneti hep milletin sırtında) Hadi merkezi sınav sistemi yüz yüze sınav sistemlerine göre (fetö hadisesini saymaz isek) daha objektif olduğunu varsayalım. Haklısınız yüz yüze sınav/atamalara göre torpil, kayırma, hamil-i kart yakinimdir demek yok. Bilen kazanıyor. Kabul. Lafı uzatmayalım bu yıl sorular sadece birinci dönem derslerinden soru çıkması bile  sınavların yalnızca öğrencilere yapıldığı anlamına gelmeyip topluca her yıl her defasında sisteminde sınavı geçemediğinin bir göstergesi değil mi?  Yine hadi diyelim ki bu yıl covit 19 salgını (pandemisi) yüzünden 2. Dönemden soru sorulmadı öğrencilere bir kolaylık olsun diye. O zaman uzaktan eğitim veren kurumların eğitimlerinden dün bugün yarın diplama alanların işe girenlerin durumu ne olacak onu da gündeme getirmemek lazım.

***

Altı çizili, kalın harflerle yazılı sıfır.

Eğitim niye verilir?

Hangi okul iyi eğitim verir?

Hangi derse daha fazla önem vermeliyiz?

Bazı dersleri almasak öğretmen geçer bir not verse hatta diğer “çok önemli” derslerin ortalamasını verse olmaz mı? Gibi bir sürü soru aklımıza takılıyor. Aklımızı takılınca hemen eğitim sistemini değiştirelim gibi bir saçma sapan bir durum da ortaya çıkıyor. Yaşayarak, görerek, bilerek, üzülerek  gördüm, şahit oldum.  1990’lı yıllardan bu yana her yıl garanti olmak üzere bazen sene içinde bile eğitim sistemleri değişti. Sonuç ne oldu koskoca bir sıfır. ilk okuldan, üniversiteye, kamuda ki memuriyete kadar her şey sınav, merkezi, yüz yüze, mülakatlı (torpilli, listeli mi deseydik) sınav. Altı çizili, kalın harflerle yazılı sıfır.

***

En iyi okul!!!

En iyi okul, ilkokul dahil sınavla alan okul,

En iyi okul, ilkokul öğrencisini ortaokula alırken sınav yapan okul,

En iyi okul, ortaokul öğrencisini sadece sınavda sorulma ihtimali üzerinden matematik fen ve türkçe derslerine kilitleyebilen okul,

En iyi okul, müdürü günün iktidarına yakın olduğu için gelen velilerden istediği miktarı koparabilen okul.

En iyi okul, müdürü günün iktidarına yakın olduğu için keyfine göre öğrenci kaydeden okul. (Buna yok demeyin yüzlerce örneği var, araya kimler girmedi ki)

En iyi okul, üniversiteye burslu (paralı mı deseydik) dahil 10 bin nüfuslu ilçedeki okula gönderebilen okul,

Madem öyle sınava dahil olmayan dersleri kaldırın, öğretmenlerini de başka kurumlara atayın, kat sayısı düşük olan dersleri kademe kademe düşürün öğretmenden tasarruf edin.

Madem öyle her öğretmende her öğrencide GSM var. Bir kere gördü “Tik” işareti koyun yeter.

Abartma, olur mu öyle şey mi diyorsunuz;

Biz  çoklarımıza geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize fenni ilimleri, gelişen teknolojiyi, dünyanın gidişatına ayak uyduracak öncülük edecek nesli yetiştirmek istiyoruz. Bu gençlerin edebiyat, sanat, mimari, müzik, değerler eğitimi gibi önemli eğitimleri almasını istiyoruz mu diyorsunuz. Bence demiyorsunuz ama neyse.  (Diyorsanız bile içinizden gelerek demiyorsunuz kağıt üstünde, resmiyette zevali kurtarmak için diyorsunuz. Ve eğer gerçekten demiş olsaydınız 40 yıldır bir ayar tuttururdunuz. Öncesine aklım ermediği için daha evvelini de ben katmayayım.)

Dün de bu gün de yarın da bu işler için mesul makamda olanlara sesleniyorum. İlk okula 5.5 yaşında gitmiş hala öğrenci kaydı olan 40 yıllık profesyonel öğrenciyim.

***

Eğitim önemli diyorsanız!

Eğer;

Eğitim önemli mi diyorsanız! O zaman 10 bin nüfuslu ilçeye fakülte kuracağınıza 50.000 nüfuslu mahalleye ilk okul, 400 bin nüfuslu bir ilçede ilde sadece 1 tane meslek lisesi olmazdı.

Eğitim önemli diyorsanız!

O zaman sınavlarda soru sorulmayan derslerde öğrencilerin nasıl motive edileceğini düşünür eğitimin sadece 40 dk, sınıfta durmaktan ibaret olmadığını bilirdiniz.

Eğitim önemli diyorsanız!

Dün kat sayı engeli ne kadar adaletsiz, nesillerin geleceğini karartan mantık daha doğrusu mantıksızlıksa bu gün de her ders dönemi değişen ve içi boşaltılmış müfredat,  içi olmadık hezayanlarla dolu ders kitaplarında yazanları bile anlayamayacak seviyeye (bakın Türkçeyi anlayamamak mevcut iktidarın mevcut bakanın itirafıdır) çekmenin ne alemi, anlamı var?

Eğitim önemli diyorsanız!

O zaman hangi seviyede hangi sınav olursa olsun; aylarca günlerce önceden drametize edip, kahramanlar inşa edip meseleyi sınava girerken kimliğini unuttu haberlerinin içine haps etmezdiniz.

Eğitim önemli diyorsanız!

Sürekli sınavları konuşup, arada harcanan nesilleri, diploma ile sabit cahil nesiller yetiştirmenin verilecek hesabını kapatıp kurtulmazdınız.

Eğitim önemli diyorsanız!

Sınavda  başarısız! olanları ne yapacağız. Ne olacak doldurun bir mahalle okuluna (çuvala doldurur) koyun başına da boş vermiş bir müdür ve öğretmeni okula gitsin gelsinler.

Eğitim önemli diyorsanız!

Okula bir kere kayıt yaptırırken gelip idarecilere okula bağış yapmamak için takla atan veliyi bir kere okula getirebiliryormusunuz. 

Eğitim önemli diyorsanız!

Bir okulun adını her hafta değiştiriyorsunuz. Madem isim koyacaksınız yaptırsanıza daha iyi bir okul.

Eğitim önemli diyorsanız!

Sürekli dijtial dünyanın içine itekleyip, ailesinden kopartılmış, kimliksizleştirilmiş gençlik yetiştirip a canım bunlar x kuşağı , y kuşağı, z kuşağı deyip alfabede yer bırakmayıp çocukların domatesi ağaçta yetişen bir meyve, sütü fabrikalarda makinelerden üretilen gıda sızdırmazdınız.

Eğitim önemli diyorsanız!

Babaannesinin, dedesinin adını bilmeyen, ülkesinin coğrafyasını, tarihini, büyüklerini bilmeyen, bırakın kendisini, geçmişine bir fatiha 3 ihlas okumayı bilmeyen ama ibne, puşt, pezevenk, dönme sanatçıların nerede ne yaptığını her gün takip eden, onların bütün şarkılarını ezbere bilen bir gençlik yetişmesine göz yummazdınız. Hatta sınav sorularına onları koymazdınız.

***

Öğretmenlere  ve eğitimin idari kadrolarındakilere sesleniyorum!

Öğretmenlere  ve eğitimin idari kadrolarındakilere sesleniyorum. Öncelikle iyi niyetli ve gayretlileri baştan ayrı tutuyorum. Allah onlara ecrini versin. Ama diğer öğretmenler.  Bu sistem sizi tatmin ediyor mu? Başınızı rahatça sallayabiliryor musunuz? Eee… Bu sistemde ne yapalım bu kadar diyenlerdenseniz size de lafım yok.  Allah selamet versin.

Çocuğu olan herkese söylüyorum. Eğer eğitim önemli diyorsanız. Sizin çocuğunuz o seviyedeki sınava girecek olunca ne kadar dertlendiniz. Diyelim ki dertlenmediniz. Sınava girse ne girmese ne dediniz. Sorun yok. diyecek lafta yok. Eğer dertlendi iseniz. Durum fena. Bir sonraki sınav göz açıp kapayıncaya kadar geliyor. Oğluna, kızına, yeğenine sürekli sınav yapılıyor. Bir kere sınava girince mesele bitmiyor.

***

Dünyada biz şöyleyiz böyleyiz diyen günün iktidarının yalakası olan yönetici ve akademisyenleri de duymuyorum.

Sonuç ne kardeşim?

Bu kadar her şey problemse çözümün ne diyenleri duyuyorum.

Bundan başka bir yöntem varsa söyle de yapalım diyenleri de duyuyorum.

Çok bilmişlik iyi değildir. Bak bu aralar bu tür meseleleri gündeme getirme  diyenleri de duyuyorum. 

Ama biz şu şu işi yaptık. Bak bizden önce şunlar şunlar yoktu diyen idareci ve siyasileri duymuyorum.

Dünyada biz şöyleyiz böyleyiz diyen günün iktidarının yalakası olan yönetici ve akademisyenleri de duymuyorum.

Sırf kendi siyasi düşüncesine uygun olmayan cümleler geçtiği için içten içe söylenen vatandaş seni de duymuyorum.

Ben; ülkemin geleceği için endişe duyuyorum.

Vijdanı olan öğrenmek isteyen, öğretmek isteyenlerin sesini duyuyorum.

Ne yapılması gerektiğine dair küçücük bir ip ucu. İstikbal köklerdedir. Köklerle bağını koparmayanların önünü kesmeyin yeter.

Share
5191 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ