logo

Son dönemde, Ayasofya‘nın yeniden ibadete açılması tartışılıyor. Bilen bilmeyen önüne gelen herkes kendince bir şeyler söylüyor. Özellikle siyaset üzerinden sürdürülen hararetli tartışmalar meselenin özünden ziyade farklı mecralara çekiliyor. İşte bu doğrultuda Ayasofya Camii‘nin Tasnif ve Tasrihlerini kaleme alan Arşiv Uzmanı Tarihçi Savaş SONGUR, politize edilmiş dogmatik Ayasofya tartışmalarını bir kenara bırakıp Ayasofya’nın hakikatsel gerçeklerini gözler önüne seriyor.

Bu şekliyle belki de başka hiçbir yerde bulamayacağınız, okuyunca da uzun süre belleğinizde tutacağınız Ayasofya Camii‘nin mahzunluğuyla dertlenen samimi Müslümanlar için işte müthiş bir yazı…

***

AYASOFYA CAMİİ VE VAKFI;

Ayasofya camiidir.  Başka hiçbir tanım, ifade, anlam, mana Ayasofya’yı tarif edemez. Etmez. Müslümanım diyen için de etmemelidir.

Ayasofya bir vakıftır.  Ayasofya’nın vakfına riayet etmekten başka bu milletin hiçbir tercihi, seçeneği, çıkışı yoktur.

Ayasofya bir fetihtir.  İlk inşa edildiği dönemde de, Sultan II. Mehmed’in İstanbul’u fethi ile fatih ünvanı aldığı dönemde de, günümüzdeki mahzun halinden çıkışı da bir fetihtir.

Ayasofya camii semboldür.  Ayasofya camii ilk inşaa edildiği dönemde vandal ve anemist dinlere karşı ilahi kaynaklı bir dinin sembolü idi (Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) henüz dünyaya teşrif etmemişti), Sultan Fatihin fethinde Tevhid inancının sembolü idi. Şimdi’de burada yazamayacağımız kadar bir çok şeyin sembolüdür.

…camii olmaduğuna inananlarla inanmayanları, samimi olanlarla samimi olmayanları ayırd edicidir.

Ayasofya bir farik/faruktur “ayırd edici”.  Ayasofya’nın camii olmaduğuna inananlarla inanmayanları ayırd edicidir. Samimi olanlarla samimi olmayanları ayırd edicidir. Cesur olanlarla olmayanları ayırd edicidir. Salimen düşünenlerle düşünmeyenleri  ayırd edicidir.

Ayasofya bir bütündür.  Vakfıyla, önüyle arkasıyla, bahçesi ile haziresi ile, Osmanlı tarihinde rolü ile, haziresinde medfun âl-i Osman, ulema ve umerasıyla bir bütündür.

…tüm dünyadaki müslümanlara Türkiye’den seslenilebilecek iki ortak seslenişten biridir.  

Ayasofya islami bir manifestodur.  Bugün itibarı ile tüm dünyadaki müslümanlara Türkiye’den seslenilebilecek iki ortak seslenişten biridir.  

***

Ayasofya Değildir;

Ayasofya kilise değildir. Kilseden çevrilmiştir. Artık o bir camiidir. Efendim orada burada kilise ile ilgili figürler varmış. Bu figürler vb. unsurlar camiiye tebdilinin öncesidir. O tür nesneler Osmanlı devletinin engin hoşgörüsünün basit bir tezahürüdür. Başka anlam yüklemek Ayasofya’nın faruk özelliğine aykırıdır.

Ayasofya müze değildir. Bir dönem için (ne kadar süreceğini bilmesek bile  bir dönem işte) müze sıfatı yakıştırılmış olması Ayasofya’yı müze yapmaz, yakıştırılımamaz. Efendim falanca kişi burayı müze yaptı. Müze yapmakla yanlış yapmıştır. Yanlış yapmaz günahsız bir kişi mi yani. Bu hususta yaptığı yanlıştır.

Ayasofya hem müze hem camii hem kilise değildir.  Ayasofya birilerinin dillendirdiği gibi ortaya karışık salata değildir. Madem herkes bir şey istiyor öylece ortada kalsıncıların bariz bir oyunudur bu tür cümleler.

Ayasofya camii münsahısıran Türkiye Cumhuriyeti’nin  egemenliğidir.

Ayasofya yurt içinden ve dışından karışılacak bir nesne değildir. Ayasofya camii münsahısıran Türkiye Cumhuriyeti’nin  egemenliğidir. Öyle falanca ülke ile filanca papazla, hahamla vs. vs ilgisi yoktur.

Ayasofya Müstakil bir camii ve vakıftır. Ayasofya şuradaki şunun, buradaki bunun karşılığı değildir. Ayasofya İstanbul’un bir camiidir. Başka hiçbir yerdeki hiçbir şeyle mukayese edilemiz. Hele siyasi mülahazalara mevzu bahis edilemez. Edenler, etmek isteyenler kasıtlı davranışta bulunanlardır. Kimin niçin, ne yaptığını bu millet gayet iyi bilmektedir.

Ayasofya siyasi bir oyun alanı değildir.  Bir öyle demeye, bir böyle demeye gelmez. Tarih, Ayasofya’nın tarihi bunları yazacaktır. Emin olabilirsiniz.

***

Ayasofya’nın bugünü ve yarını;

Ayasofya hakkında herkes konuşabilir. Kimin nerede durduğunu görmüş oluruz.

Ayasofya birgün (o gün hangi günse) cami olarak ibadete açılacak. Bugün boş boş konuşanlar cami olsun diyenlere yer bırakmayacaktır. Bunu da bir köşeye yazalım derim.

…kimse Ayasofya üzerinden kahramanlığa da kalkışmasın!

Ayasofya’yı camii yapmak hesap kitap işi değildir, nasip işidir. (Kime nasip olur bu hali ile bilemeyiz. Birisine nasip oldu diye baş tacı da edemeyiz baş aşağı da edemeyiz.  Yapması gereken bir işi yapmış olur bilesiniz. Kimse Ayasofya üzerinden kahramanlığa da kalkışmasın!) 

Ayasofya camiinde herkes birbirini samimiyet testine tabi tutuyor. İnanmayın. Samimi olan durum görünenden çok çok farklı.

…Allah’ın mescitlerini Allah’ın dostları imar eder.

Bir yandan Ayasofya camii olarak açılsın bir yandan da birilerine laf söylenmesin isteyenler aslında ne istediklerini bilmiyorlar. Allah’ın mescitlerini Allah’ın dostları imar eder.

Bütün Vakıflar gibi Ayasofya Vakfı da İhya edilmelidir.  Vakıf ihya etmek ne demek ehlince malumdur. Malumatı olmayanlarda ehline müracaatta bulunabilirler.  

***

Basit ve kesin bilgiler;

Bir:  Bugünkü Ayasofya aynı yerde yapılan üçüncü yapıdır. Imparator Justinianus tarafından Tralles’li (Aydınlı) Anthemios ve Miletos’lu (Balatlı) Isidoros’a yaptırılmıştır. Yapımına M.S. 532 yılında başlanmış ve beş yıl gibi bir sürede bitirilerek, 537’de büyük bir merasimle açılmıştır.

İstanbul’un fethi ile birlikte şehir teslim olmadığı için islami fetih geleneği olarak camiiye dönüştürülmüştür.   

Bakanlar Kurulu’nun 24 Kasım 1934 tarihli 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiştir. Müzeye dönüştürülme esnasında etrafındaki (özellikle Ayasofya medresesi ) bir çok alan yıkılarak etrafı temizlendi.

İki : Hem Osmanlı Devleti zamanında hem de günümüzde yerli ve yabancı çokça Ayasofya yayını vardır. Bu yayınların içinde her dinden her milletten efsaneler karışmıştır. Bu tür konularda en çok dikkati çeken husus tarihlerin birbirine karışmasıdır (anakronizm). Bu anakronizme rağmen gerçek olduğuna inanılması da başka bir boyuttur ves-selam.   

Üç : ‘Sopia’ eski Yunancadaki ‘sophos’ kelimesinden gelir.. ‘Bilgelik’ anlamını taşır. Başına gelen ‘aya-hagia” kelimesiyle beraber ‘Kutsal Bilgelik’ yahut ‘İlahi Bilgelik’ olarak tanımlanabilir. Hristiyan Ortodoks mezhebinde ‘İlahi Bilgeliktir.’

Dört :  Osmanlı padişahlarından 2. Selim, 3. Murad, 3. Mehmed, 1. Mustafa ve Sultan İbrahim olmak üzere beş padişah defnedilmiştir.
Beş : 1 Haziran 1453 tarihinde. İlk Cuma namazı vaazı ve hutbesi Akşemseddin Hazretleri tarafından verilmiştir. Fatih Sultan Mehmed fetih ganimetinden Ayasofya camii ve vakfını ihya etmiştir.

 

Share
9199 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ